BİR   KONUŞMA [yandx]vlasova-vlasovaol/rrtmmbpkwd.2018[/yandx]

Birinci mühendis: Dilmacımız gene yerinde değil! Kaç defa söyledim ona. Geç kalmayın, birader, dedim. İş günümüz zamanında, tam saat dokuzda başlasın. Hiç oralı değil. Gidelim artık. Daha ne kadar beklemek gerek?
İkinci mühendis: Nereye öyle acele ediyorsunuz, beyefendim? Demin, daha doğrusu bundan bir saat kadar önce o buradan otomobille geçti. Galiba bir işi var. İşte (kendisi) geliyor.
Birinci mühendis (tercümana): Neredeydiniz beyefendim? Niçin öyle geç geliyorsunuz? Acaba ne gibi işleriniz vardı da buraya uğramıyorsunuz?
Tercüman: Karım çok rahatsız, efendim. Erken saatte (cankurtaran arabasıyle) karımı hastahaneye götürdüm filân. Bu iş en az yarım saatimi aldı. Beni çok mu beklediniz?
Birinci m.: Bakınız saata, onu geçiyor. Demek tam bir saat bekliyoruz sizi, hatta biraz çok.
Т.: Bu kadar çok mu?
Birinci m.: Ne bileyim ben? Onun kadar galiba.
Т.:     Anladık, beyim, anladık. Affedersiniz! Şimdi sizi nereye götüreyim? Söyleyin. Ödevimi yapmağa (yerine getirmeğe) hazırım.
İkincim.: Bugün kitap mağazasına ve cam fabrikasına gitmek istiyoruz.
Т.:     Başüstüne efendim. Bu güç sorun değil ya! Bundan kolay ne var. Önce mağazaya mı yoksa fabrikaya mı gidelim?
İkinci m.: İlk önce mağazaya gidelim de (oradan) birkaç kitap satın alalım. Önceki gün öğleden sonra oraya türlü türlü kitaplar geldi. Gözümle gördüm. O semtteydim. Mağaza zengin, vitrinlerinde kitaplar bol. Fakat bana bir kitap bile satmadılar.
T:     Niçin (nasıl) satmadılar? Saat kaçta gittiniz?
İkinci m.: Akşam saat 6-da. Fakat mağaza kapalıydı.
T:     Ha, anladım! Önceki gün  cumartesiydi, değil mi? Cumartesi günleri bizde bütün mağazalar saat altıda artık kapalı. Elbette bazı nöbetçi mağazalar yok değil. Yalnız adreslerini bilmek gerek. Hem de bu gibi yerlere biraz
daha erken gitmek lâzım.
Birinci m.:  Bense  evvelki gün  erken  saatlerde bir işyerindeydim.
İkinci m.: Ne fabrikası o? Ne çıkarıyor? Yalnız mı gittiniz?
Birincim.: Türlü mal, makina, teyp, video çıkarıyor. Ama ne kadar büyük, ne kadar modern bir iş yeri! Atölyeleri meydan kadar geniş, hastane gibi temizdir. Neler yok orada! Vallahi, eşini (böylesini) bugüne kadar görmedim. Yönetmeni de çok görgülü. Fabrikasını çok güzel idare ediyor (yönetiyor).
İkincim.: Aferin! Ben de o iş yerini görmek istiyorum. Bildirinize teşekkür ederim. Bana adresini bildirmeyi unutmayın.