Mevsimler.
İlkbaharda çiçekler açar, böcekler uçar, leylekler gelir, her yer yeşillenir!
Yazda havalar ısınır, meyveler olgunlaşır, insanlar denize girer, okullar tatil olur!
Sonbaharda çok yağmur yağar, ağaçlar yapraklarını döker, yapraklar sararır, okullar açılır!
Kışta kar yağar, kar beyaz renklidir, çok soğuk olur, kardan adam yaparız!
Aylar.
Yılın ilk ayı ocak,
Kar yağar kucak kucak.
İkinci ay Şubat'tır,
Soğuğu pek berbattır.
Mart,kapından baktırır,
Kazma kürek yaktırır.
Nisan'da çiçek açar,
Sevinçle kuşlar uçar.
Mayıs'ta kiraz yeriz,
Kuzuları severiz.
Haziran'da yaz başlar,
Dağılır arkadaşlar.
Temmuz, ateş püskürür,
Herkes gölgeden yürür.
Ağustos ondan beter,
Durmadan dökeriz ter.
Eylül'e yoktur sözüm,
Getirir incir, üzüm.
Ekim'in yağmuru çok,
Ama pek soğuğu yok.
Kasım'da ayva yeriz,
Paltoları giyeriz.
Aralık yılın sonu,
Soğuktur eni konu.
Bu oniki arkadaş,
Bizlere olur yoldaş.
Hepsi güzel sevimli,
Çalışana verimli.
Karga ile tilki.
Bir gün bir hırsız karga
Bir parça peynir çalmış
Konmuş bir dala kalmış
Etrafı seyre dalmış
Ordan geçen bir tilki
Şen sesinle öt demiş
Aptal karga gak demiş
Peyniri tilki yemiş
İki keçi.
İki keçi bir gün pek dar
Bir köprüde buluştular.
- Geçeceğim çekil biraz!
- Benden önce geçmek olmaz!
- Benim yolum daha uzak.
- Ben senden daha yorgunum bak.
- Sen küçüksün, geri kal.
- Yol ver!
- Öyleyse al!
Başladılar dövüşmeye,
"Ben geçeceğim önce" diye.
Kavga büyüdü gitgide.
En sonunda ikiside,
Suya düşüp boğuldular.
Küçük ırmak.
Bir kıyıda küçük ırmak
Coşkun coşkun ağlayarak,
Bir denize akıyordu...
Kıyıları nihayetsiz
Azametli büyük deniz
Bu ırmağa bir gün sordu:
- Niçin dedi küçük ırmak
Sabah akşam çağlayarak
Bana doğru koşuyorsun?
Muhtaç mıyım suyuna ben?
Bir eksiğim var mı senden?
Niye böyle coşuyorsun?
Cevap verdi küçük ırmak:
- Sözüm dedi dokunacak
Kibirlenmek çünkü huyun
Benden çok büyüksün gerçek.
Yoktur fakat içilecek,
Bir damlacık tatlı suyun!
O. Seyfi Orhon.
Çalışalım.
Arı gezer çiçek emer,
Kuşlar uçar, bir yem arar,
Orman renkten renge girer,
Her tarafta çalışmak var.
Tembellikten sakınalım,
Çalışmanın zamanıdır.
İnsanlığı takınalım,
İş insanın bir canıdır.
Cennet gibi her yerimiz,
Sevinç ile dolmalıdır.
Bunun için her birimiz,
İş sahibi olmalıdır.
Kalbin sesi
Kalbin bir gün sesini,
Organlar duyamamış.
Mideyi, böbrekleri,
Hemen bir telaş sarmış.
Komşu akciğerlere,
Bir haber uçurmuşlar.
Ciğerlerse beyinden
Nedenini sormuşlar.
Şöyle bir cevap gelmiş,
Beyinden ciğerlere:
Düzensiz yaptığın iş,
Zarar vermekte kalbe.
Aldığın hep pis hava
Elbet kalbi yoracak.
Böyle devam edersen
Belki bir gün duracak!
İ. Hakkı TALAS
Kış ağacı
Mevsim kış
Ağacın dalları çıplak
Pencerenin önünde çocuk
Ağaca bakıp acıyor:
"Nasıl üşüyor kimbilir!"
Oysa ağacın kalbi sıcak
Çünkü altında toprak
Sabır türküsü söylüyor
Çünkü üstünde güneş
Umut şarkısı söylüyor
Mevsim kış
Ağacın dalları çıplak
Pencerenin önünde çocuk
Ağaca bakıp acıyor:
"Meyvesi yok, yaprağı yok
Ne kadar yoksul bu ağaç!"
Oysa ağaç zengin mi zengin
Dallarında yazdan kalma anılar
Kızıl elmalar
Köklerinde baharı saran düşler
Pembe çiçekler
Uyuyor kışın beşiğinde ağaç
Uyanıyor penceredeki çocuk.
Bebek
Evimize neden geldi bu bebek
Küçücük burnu, ağzı, elleri
Kıpkırmızı yanakları var
Ağlayıp duruyor sabahlara kadar.
Daha bilmiyor konuşmasını,
Korkuyor kundaktan çıkmaktan
Durmadan ninni istiyor canı.
Uykusunda gülüyor bazen
Artık benimde bir kardeşim var
Ne iyi insanın bir kardeşinin
Yarın oda benim gibi, güler yüzlü olması.
Kocaman bir çocuk olacak.
O zaman bütün defterlerimi, kitaplarımı
“Hepsi senin olsun” diye
O’na vereceğim.
Sonra bir sabah elinden tutup
Okula götüreceğim...
Kedi
Kuyruk uzun baş yuvarlak
Bir ağızla iki kulak
Gece çıra gibi yanar gözler
Gündüzleri çakmak çakmak
Uzanır sobanın önüne
Hem uyur hem uyanık
Acıkınca susayınca
Miyavlar yanık yanık
Minderin üstünde yatar
Düşünde çok fare tutar
Kimini yer çıtır çıtır
Kimini çiğnemeden yutar