UYUSUN, UYANSIN DA GÜLLERE BOYANSIN         Derleyen: Hüseyin ÇOKEK

Vaktiyle bir patişah tellal çağırtmış. Bu gece kimse ışık yakmayacak demiş, üç kız kardeş varmış. Bunlar çok fakirlermiş, her gece yün eğirirlermiş, onları satarak karınlarını doyuruyorlarmış. O gece, yün egirmeseler aç kalacaklarmış. Onun için pencereye siyah bir perde tutmuşlar. Yünlerini egiriyorlarmış. O sırada patişah da devriye geziyormuş. Bunların perdelerinden dışarıya ışık sızıyormuş. Patişah, bunların pencerelerinin önünde durmuş. Konuştuklarını dinlemiş. Bu sırada büyük kız şöyle diyormuş.
“Ahh, patişah beni ekmekçisine alsa da doya doya ekmek yesem.”
Ortanca kız:
“Ah, patişah beni aşçısına alsa da doya doya yemek yesem,”diyormuş.
Küçük kız:
“Hah hah hah, patişah benim ayakkabımı önüme çevirse, gine varmam,” demiş.
Ertesi gün patişah bunları sarayına çağırtmış. Küçük kız aldırmayarak gitmiş. Ötekiler çok korkuyorlarmış. Patişahın huzuruna çıkmışlar, patişah büyük kıza:
“Söyle kızım, sen akşam ne dedin?”
Korka korka:
“Patişah beni ekmekçisine alsa da, doya doya ekmek yesem,” demiş.
Patişah:
“Nişanlıyın bu kızı, ekmekçiye!”
Demiş.
Ortanca kıza:
“Sen ne dedin ya kızım?”
O da korka korka:
“Patişah beni aşçısına alsa da doya doya yemek yesem, dedim,” demiş.
Patişah:
“Nişanlayın bu kızı aşçıya” demiş.
Patişah küçük kıza dönerek:
“Sen ne dedin ya kızım?”
Küçük kız da gülerek:
“Hah hah hah, Patişah benim ayakkabılarımı önüme çevirse, gine varmam, dedim” demiş.
Patişah kızarak:
“ Cellât edin bu kızı,” demiş.
Kız da o kadar güzelmiş ki, bir bakan bir daha bakayım, demiş. Fakat patişahın kız kardeşi bu güzelliğe dayanamamış ve kardeşine:
“İlle ağam, ben bu kızı kırk gün besliyeyim, sonra cellât edin,” demiş. Buna Patişah razı olmuş. O da kızı alarak odasına götürmüş.
Bir gün patişahın bahçesinde eflâtun güller açacakmış. Patişahın kız kardeşi kıza eflâtunları giydirerek bahçeye yollamış.
Kız bahçıvanı gömüş ve ona;
“Bahçıvan efendi, bahçıvan efendi; Patişah uyur mu?”
Bahçıvan:
“Uyur” demiş.
Kız:
“Uyusun uyansın da, güllere boyansın,” demiş ve “pırr” diyerek uçmuş gitmiş. Bahçıvan, kızın güzelliğine dayanamamış ve bayılmış. Susuzluktan bütün çiçekler kurumuş. Patişah
bahçeye ne oldu, diye, dolaşıyormuş. Birde ne görsün, bahçıvan yerde baygın yatıyor. Patişah bir tepme atarak bahçıvanı kaldırmış.
Patişah:
“Ne bu hal” demiş.
Bahçıvan da:
“Vallahi efendim, bahçenin eflatun gülleri açtığı gün, eflatun elbiseli bir kız geldi. Patişah uyur mu, dedi. Ben de uyur, dedim. O da “Uyusun uyansın da güllere boyansın”, dedi. Ben de bayılıverdim, o da uçtu gitti.
Patişah:
“ Git be aptal, gördüğün kim bilir nedir,” diyerek gitmiş.
Öteki hafta bahçede mavi güller açacakmış patişahın kardeşi kıza mavi elbiseler giydirmiş. Gine bahçeye göndermiş. Kız bahçıvana raslamış:
“Bahçıvan efendi, bahçıvan efendi, efendin uyur mu?”
“Uyur.”
“Uyusun uyansın da güllere boyansın,” demiş, Uçup gitmiş. Bahçıvan gine yere düşerek bayılmış. Bahçedeki çiçekler gine kurumuş. Patişah, ne olduğu diye bahçeyi aramaya gitmiş. Gine bahçıvanı baygın bulmuş. Patişah bir tepme atarak;
“Bu ne hal,” demiş.
Bahçıvan korka korka:
“Vallahi efendim, o kız gine mavilere giyinmiş geldi. Ben de bayıldım. İnanmazsanız bu hafta da siz bekleyin.”
O hafta da güller maverde açacakmış. Patişahın kardeşi kıza, maverdeler giydirmiş. Kıza:
“ Patişah seni götürürken ayakkabını çıkar, odasına getirdiği zaman elini cama vurur ve elini kanatırsın. O sırada “o sana sargı getirecek. Sen de ben bunu istemem. Senin incili mendilini isterim, dersin. Getirince camdan uçar gidersin,” demiş. Kızı bahçeye göndermiş. Kız bahçıvan efendi derken patişah kızı kucakladığı gibi götürmüş. Kız dışarıdayken ayakkabısını çıkarmış, odaya gelince, elini cama vurmuş ve elini kanatmış. Patişah koşup bir sargı getirmiş. Kız:
“Ben bunu istemem, senin incili mendilini sar, demiş; o da sarmış.” Kız ağlayarak:
“Ayakkabılarım aşağıda kaldı,” demiş. Patişah kızın ayakkabılarını getirip önüne çevirmiş. Kız da camdan uçup gitmiş. Patişah günden güne hastalanmış. Sararmış, solmuş, Ayvalardan renk almış. Derdine kimse çare bulamamış. Artık kızın cellât günü de gelmiş. Patişahın kız kardeşi kızı beyazlara giydirmiş, bir yatağa yatırmış. Kız elindeki sarılı incili mendili göstererek yatıyormuş. Patişah cellâtlarla beraber içeriye girmiş. Kızın elinde sarılı kendi mendilini görünce hemen cellâtlara geri dönün demiş. Patişah kızı odasına götürmüş kırk gün kırk gece düğün yapmışlar! Kız patişaha:
“Gördün mü ayakkabımı önüme çevirdin, ben de sana vardım,” demiş onlar ermiş muradına, biz çıkalım tahtına.