Лексика турецкого языка

Словарь фраз. Буква Ч

ЧТОБЫ НИ  (чего бы ни, чему бы ни, чем бы ни, о чём бы ни) в знач. союзного слова.

Ne olursa olsun, ne -se -sin (всё, любое). Geçmiş zaman ki-pindeki fiillerle birlikte kullanılır. Ни yük­lemden önce yer alır.
• Что бы ни случилось, он всегда был спокоен. Ne olursa olsun, her zaman sakindi.
• О чём бы он ни думал в этот день, он всё время помнил о поручении. О gün ne düşünürse düşünsün, görevini bir an bile aklından çıkarmadı.

ЧТО БЫ ТАМ НИ БЫЛО в знач. наречия.

Her halükarda, n'olursa olsun (в любом случае, несмотря ни на что).
• Что бы там ни было, она уедет отсюда. Her halükarda, o buradan gidecek.
• Что бы там ни было, а лес он любил. N'olursa olsun, ormanı seviyordu

ЧТО ВЫ  междом. (разг.).

ЧТО ВЫ, (Bir­kaç kişiye ya da saygı bildiren bir ifadeyle bir kişiye karşı); ЧТО ТЫ, (Bir kişiye karşı). Hay­ret, korku ve hatta birisinin sözlerine ya da hareketlerine karşı itiraz ifade eder.
• - Спасибо вам. - Что вы, не за что. - Teşekkür ederim. - Rica ederim, önemli değil.
• - Я хочу сходить домой. - Что ты, ещё опоздаешь, не надо. - Ben eve gitmek istiyorum. - Ne diyorsun ya? Biraz daha geciksen n'olur? Yapma böyle! 0 - Отойди от окна, простудишься. - Что ты, ведь оно закрыто. - Pencereden uzaklaş; üşüteceksin. - Ne? Pencere kapalıya! / Да ve Ну edatlarıyla birlikte kullanıldığında şiddetli bir itiraz ifade eder.
• - Я принесу вам эту книгу. - Да что вы, не беспокойтесь, я сама к вам зайду. - Kitabı size getireceğim. - Siz ne diyorsunuz? Endişe etmeyin; ben size uğrarım.
• - Это твой друг? - Да что ты, я только что с ним познакомилась. - Arkadaşın mı? - Sen ne diyorsun? Onunla daha yeni tanıştım.
• - Я плохо говорю по-французски. - Ну что ты, я совсем так не думаю. - Fransızca'yı kötü konuşuyorum. -Sen ne diyorsun? Ben hiç de öyle düşünmüyorum. 0 - Вы, наверное, хотите отдохнуть. - Ну что вы, я совсем не устал. - Herhalde dinlenmek istersiniz. - Siz ne diyorsunuz? Ben hiç yorulmadım.

ЧТО ДО  кого, чего, (разг.).

-е gelince, gelgelelim (что касается кого-чего-либо).
• Что до меня, я совсем не устал и могу идти дальше. Bana gelince: Hiç yorulmadım ve yürümeye devam edebi­ lirim.
• Что до жилья, мы дадим вам две комнаты. Barınmaya gelince: Biz size iki oda veririz.
• Они (птицы) расположены группами, но что до характера, то нет и двух похожих характером. (Kuşlar) gruplar halinde yerleşmişlerdi. Ama tabiatla­rına gelince: İki tane bile aynı tabiatta olanı yok

ЧТО ЖЕ (Ж)  в знач. частицы (разг.).

1. Yoksa (разве). Soru cümlelerinde kullanılır. Sorunun anlamını kuvvetlendirir. • - Что ж, он уже ушёл? - Да, недавно. - Yoksa gitti mi?-Evet, az önce.
• (Шварц:) Я ведь слышал - мы коллеги с вами. (Антон:) А вы что же, врач? (Şvarts:) Duydum ki sizinle mes-lektaşmışız. (Anton:) Yoksa siz de mi doktorsu­nuz?

2. Peki, peki tamam, tamam. Hikaye cümlelerin­de kullanılır. Bir şeye razı olmayı ifade eder.
• - А мы уже уезжаем. - Что же, поезжайте. - Biz artık buradan ayrılıyoruz. - Peki, gidin
• - Что ж, ты прав, мне не нужно было браться за это. Peki tamam. Sen haklısın. Bu işe başlamam gerekirdi.
• - Мастер сказал, нужно заменить станок. - Что ж, заменить, так заменить. - Usta, tezgâhı çevirmek gerek, dedi. - Tamam, çevirelim.

ЧТО ЗА  в знач. частицы.

1. Ne -si, nasıl bir ... (какой). Soru cümlelerinde kullanılır. Öznenin ya da nesnenin niteliğini, özelliğini kesinleştirmek için kullanılır.
• Что за книгу он тебе принёс? Ne kitabı getirmiş sana?
• Что за мальчик к тебе пришёл? Nasıl bir çocuk geldi sana?
• А что это за бумаги вам оставил Печорин? Peçorin ne tür kâğıtlar bırakmış size?

2. Bu ... de ne, bu ne biçim ..., ne ... (ну и). Ünlem ve soru cümlelerinde, yalın haldeki adlar­la birlikte kullanılır. Heyecan miktarını ifade eder (hayranlık, hiddet, kınama vb.).
• Что за шум, что здесь происходит? Bu gürültü de ne? Neler oluyor burada?
• Что за погода! То дождь, то снег. Bu ne biçim hava! Bir yağmur, bir kar.
• Что за ребёнок, совсем не слушается! Bu ne biçim ço­cuk? Hiç sesi çıkmıyor.
• Что за чудо, как ты здесь оказался?
• da nesi!? Hangi rüzgâr attı seni buraya

ЧТО КАСАЕТСЯ  кого, чего

-е gelince, (если говорить о ком-либо, о чём-либо). Bi­rine ya da bir şeye dikkat çekmek için, birini ya da bir şeyi belirtmek için, cümlenin başında kullanılır.
Что касается меня, то я уже сделал задание. Bana gelin­ce; ben görevimi yerine getirdim.
Что касается литературы, то он её очень любит. Edebiya­ta gelince; onu çok sever.
Что касается младшего брата, то он так устал, что его пришлось нести на руках. Erkek kardeşime gelince; (bunu) elinde taşımak zorunda kaldığı için çok yoruldu

ЧТО ЛИ (ЛЬ)  кого, чего, частица (разг.).

Yoksa, acaba; galiba, herhalde, belki de (может быть). Şüphe ve tereddüt ifade eder. Soru cümlelerinde sıkça kullanılır. Genellikle cüm­le sonunda yer alır.
• Почему ты так долго не приходил? Забыл что ли? Neden uzun zamandır gelmiyorsun? Unuttun mu yoksa? (Unuttun galiba)
• Что-то случилось, пожар что ли? Bir şeyler oldu. Yangın mı yoksa? (Yangın herhalde)
• Он заболел что ли, такой скучный? Rahatsız mı yoksa, böyle neşesiz? (Rahatsız galiba

ЧТО НАЗЫВАЕТСЯ  кого, чего, в знач. вводного слова (разг.).

Ne derler, nasıl der­ler, nasıl söylesem (правильно сказать, как говорится). Yazıda virgülle ayrılır.
Он довольно странный человек, что называется, чудак. Oldukça garip bir adam, nasıl derler, ucube.
В игре наступил, что называется, критический момент. Oyunda bir de baktım, nasıl desem, kritik bir an.
Ветеран труда не терял связи с заводом, где, что называется, прошла его жизнь. Emektar, fabrikayla, nasıl derler, hayatının geçtiği yerle ilişkisi­ni kaybetmedi

ЧТО НИ (чего ни, чему ни, чем ни, о чём ни), в знач. союзного слова (разг.).

Ne -se -sin, her ne -se -sin (любое, всякое). Ни yüklemden önce yer alır.
Что ни сделаешь, всё ей не нравится. Ne yaparsan yap, hiçbir şey hoşuna gitmez.
Она говорит всё, что ни придёт в голову. Aklına ne ge­lirse gelsin, her şeyi söylüyor.
На что ни взглянет, всё ему напоминает родной дом. Neye bakarsa baksın, her şey ona evini hatırlatıyor

ЧТО ПОПАЛО (чего попало, чему попало, чем попало, о чём попало), в знач. местоим. (разг.).

Eline geçen, eline geçirdiği (что-нибудь, безразлично что).
• Он торопился и ел что попало. Acelesi vardı ve ne bulduysa yedi.
• В окно постучали. Он вскочил, надел что попало и выбежал на улицу. Cama vurdular. Yerinden fırladı, eline geçen bir şeyi giydi ve sokağa çıktı.
• Она сидела на диване, укутанная чем попало. Eline ge­çen bir şeye sarınmış, kanepede oturuyordu.
• Он рисовал на чём попало. Eline geçen bir şeyin üs­ tüne resim çizdi.

ЧТО УГОДНО (чего угодно, чему угодно, чем угодно, о чём угодно), в знач. местоим.

Ne -se -sin, her ne -se -sin (любое, всякое, безразлично что).
Ты можешь говорить что угодно, всё равно я этого не сделаю. Sen ne söylersen söyle, yine de ben dedi­ğini yapmayacağım.
Я ожидал чего угодно, только не этого. Ne olursa olsun bir şeyler bekliyordum, ama bunu değil.
Она занималась чем угодно, только не уроками. Dersleri dışında, neyle olursa olsun uğraşıyordu.
С ней можно говорить о чём угодно.
• Onunla, neyle ilgili olursa olsun, konuşabi­ lirsin.

ЧУТЬ БЫЛО НЕ

Az kalsın, az daha (едва не).
Он поскользнулся и чуть было не упал. Ayağı kaydı ve az kalsın düşüyordu.
Дверь хлопнула так, что чуть было не выскочило стекло. Kapı, öyle bir çarpıldı ki, az kalsın cam yerin­den fırlıyordu.
Я чуть было не опоздал. Az daha gecikiyordum.

ЧУТЬ ЛИ НЕ

Sanırım, galiba, herhalde, belki de (возможно). Niyette kararsızlık ifade eder.
• Не помню, кто чуть ли не наш учитель познакомил нас. Bizi kimin tanıştırdığını hatırlamıyorum, ga­ liba öğretmenimizdi.
• Это произошло чуть ли не в прошлом году. Bu, galiba geçen yıl oldu.
• Она позвонила очень поздно, чуть ли не в час ночи. Çok geç, sanırım gecenin birinde aradı.
• Когда он заболел, к нему чуть ли не каждый день приходили товарищи. Hasta olduğu zaman, sanırım her gün, arkadaşları onu ziyaret etti.

ЧУТЬ НЕ

Neredeyse (почти, едва не).
Солнце чуть не с самого утра начинает печь. Güneş, nere­deyse sabahtan yakmaya başlıyor.
Он чуть не бегом бросился домой. Neredeyse koşarak, eve doğru atıldı.
Она здесь работает чуть не с самого основания завода. Ne­redeyse fabrikanın kuruluşundan beri burada çalışıyor.
Ребёнок ушибся и чуть не заплакал. Çocuk çarpıp canı­nı yaktı ve neredeyse ağlıyordu

ЧУТЬ ТОЛЬКО

-ir -ilmez, -ilmesiyle birlikte (как только, едва). Yan cümleyi bağlar. Ana cümlenin eylemi, yan cümlenin eyleminden hemen sonra gelir. Yan cüm­le, ana cümlenin başında, sonunda ya da ortasın­da bulunabilir.
На другой день, чуть только стемнело, он вышел из дому. Ertesi gün, hava kararır kararmaz evden çıktb
Чуть только хлопнет дверь, она вскакивает. Kapı çarpı­lır çarpılmaz yerinden fırlıyor.
• Все начинают аплодировать, чуть только опустится занавес. Perde açılır açılmaz herkes alkışlamaya başlı­yor.