ТУРЕЦКИЙ ЯЗЫК. Türkçe oğreniyorum. Русский язык. Rusça oğreniyorum.

Объявление

 
УЧИМ ТУРЕЦКИЙ ЯЗЫК
Facebook Grubu · 25.597 üye
Gruba Katıl
📌 Присоеденяйтесь к нашей группе в фейсбук ❗Мы научим Вас турецкому языку за 3 месяца.
 

Информация о пользователе

Привет, Гость! Войдите или зарегистрируйтесь.



En Güzel Çiçek

Сообщений 1 страница 8 из 8

1

http://s1.uploads.ru/i/lAT5P.jpg En Güzel Çiçek http://s1.uploads.ru/i/8zpbi.jpg
Переводит Ольга Анталия
İki boncuk gibi parlayan iri mavi gözleriyle bir çiçek kadar güzelmiş Maviş. Annesi altın gibi ışıldayan sarı uzun saçlarını örer, bu örgüler üzerine beyaz bir kurdeleyi bir kelebek gibi kondururmuş . Sonra nar kırmızısı entarisi altına beyaz pabuçlarını giyermiş Maviş. O zaman da bu küçük kıza bir bakan bir daha bakmaktan kendini alamazmış.
O yıl yedi yaşına basıp okula başlamış Maviş. Daha ilk günden öğretmeni ve arkadaşları pek sevmişler onu. Maviş de bu yeni ortama çabucak alışıvermiş. Sabah olup da kahvaltısını yedi mi anne ve babasını öper, heyecanla okul yoluna koyulurmuş arkadaşlarını bir an önce görmek için.
Günler haftalar geçmiş.İlkin karlı soğuk kış günleri, ardından da ılık aydınlık bahar günleri inmiş yere göğe. Doğa yeni bir doğumun coşkusunda bin renge boyanarak güzelliğinin doruklarına tırmanmış. Havayı kuş cıvıltıları, çiçek kokuları sarmış gün boyu. Sular çağlayıp coşmuş, ağaçlar çiçekli dallarıyla bu coşkunun bir renk türküsü olmuş sanki.
Bu günlerin birinde öğretmenleri, Maviş'le arkadaşlarını yeşil kırlara çıkarmış.

Переводит Наталья
Bütün gün gülüp oynamışlar. Dallarda kuşları, sularda balıkları seyretmişler uzun uzun. Sonra yorulup çimenler üzerine uzanmışlar. Öğretmen küçük öğrencilerinin mutlu yüzlerine bakmış ve şöyle demiş:
- Şimdi sizlerden bir isteğim var çocuklar. Kalkın ve da¬ğılın çevreye. Bana doğadaki en güzel çiçeği bulup getirin. Kim bunu başarırsa ona en değerli bir armağanım olacak.
Çocuklar sevinçle yerlerinden fırlayıp dağılmışlar, doğadaki en güzel çiçeği aramaya koyulmuşlar. Aramışlar aramışlar ve bir süre sonra her biri elinde birbirinden güzel çiçekle gelerek öğretmenlerinin ne diyeceğini merakla beklemeye koyulmuşlar.
Çiğdem, pembe tomurcuklu bir yaban gülü tutuyormuş parmakları arasında.
- Aferin Çiğdem. Çok güzel bir çiçek bulmuşsun. Kokusu da doyumsuz.
Selim, kan rengi bir gelinciği ileriye uzatıp sormuş.

Переводит Инна
- Ya benimki öğretmenim?
- Şahane bir renk. Alev gibi. Zarafeti de öyle. Sana da aferin Selim.
Mine'nin elinde bir bahar dalı varmış pembe-beyaz çiçekleriyle.
- Doğa' nın zafer tacı sanki. Ne kadar da güzel... Tebrikler Mine!
Ali, beyaz yapraklı, sarı göbekli bir papatyayı uzatırken öğretmenin yüzü yeniden ışıldamış.
- Beyaz gelinlikli bir genç kız gibi. Sade ama kusursuz.İnsanda saygı uyandıran
bir yanı var. Teşekkürler Ali.
Sıra Maviş' e gelmiş.

Переводит Татьяна
-Bütün başlar ona, onun eline çevrilmiş. Ama Maviş'in elleri boşmuş.
Sen... Bir şey bulamadın mı Maviş? Bunca çiçek, bunca güzellik içinde...
Maviş iri boncuk gözlerini açıp çiçekler kadar güzel yüzüyle gülümsemiş ilkin. Sonra heyecanla haykırmış.
- Buldum! Hem o kadar çok buldum ki... Ama hepsi birbirinden güzeldi öğretmenim. Biri ötekinden üstün değildi. Belki kırdaki bütün çiçekleri kucaklayıp size getirmem gerekecekti. Bunu başaramazdım.
Ve başını eğmiş birden. Sözlerini duygulu bir fısıltıyla bitirmiş.
- Hem .... Çiçekler yerinde, dalında güzel ... Onlardan bir tekini bile koparmaya kıyamadım. Çünkü öğretmenim, hangi çiçeği görsem o en güzeldi...

Переводит Оля Стамбул
Öğretmen büyük bir heyecanla kollarını açmış, sarmış Maviş' i. Sonra öbür çocuklara dönmüş.
- Bakın yavrularım, demiş. Bu kardeşinizden hepimiz çok güzel bir ders aldık. Sizler güzel çiçekler buldunuz ama en güzeli bulan o oldu. En güzel olan sevmektir çünkü yavrularım. Sevmek bize saygıyı getirir. O zaman da Maviş kardeşiniz gibi bir dal çiçeği bile koparmaya kıyamayız. Onu dalında görmek isteriz. Öldürme hakkı bulamayız kendimizde...
O günden sonra çiçekler yerinde, dalında kalmış hep.Ve doğa daha bir renklenmiş, daha bir şenlenmiş.
Ta ki insanlar "sevgi" sözcüğünün anlamındaki yüceliği unutmaya başladığımız bu günlere gelinceye kadar...

0

2

İki boncuk gibi parlayan Две бусины будто блестящие iri mavi gözleriyle крупные голубые глаза bir çiçek kadar güzelmiş Maviş.как цветок  красива Мавиш.

Annesi altın gibi ışıldayan Мамино золото будто сияли sarı uzun saçlarını örer заплетенные длинные желтые волосы, bu örgüler üzerine beyaz bir kurdeleyi поверх вплетена белая лента bir kelebek gibi kondururmuş в виде бабочки прикреплена .

Sonra nar kırmızısı entarisi altına снизу под гранатовым красным сарафаном beyaz pabuçlarını giyermiş Maviş Мавиш одеты (виднелись) белые ботинки.

O zaman da bu küçük kıza В это время эта маленькая девочка bir bakan bir daha bakmaktan kendini alamazmış. Кто раз посмотрел, тот не может оторвать глаз

O yıl yedi yaşına basıp okula başlamış Maviş В семь лет Мавиш в школу пошла. Daha ilk günden öğretmeni ve arkadaşları pek sevmişler onu Уже в первые дни учитель и друзья полюбили ее.
Maviş de bu yeni ortama çabucak alışıvermiş Мавиш бвстренько к новым условиям приспособилась.
Sabah olup как только наступает утро, da kahvaltısını yedi mi сразу после завтракав anne ve babasını öper маму и папу поцеловав, heyecanla с нетерпением (в волнении) okul yoluna koyulurmuş arkadaşlarını bir an önce görmek için. направляется в школу чтобы побыстрей увидеть своих друзей.

Günler haftalar geçmiş Дни, недели прошли.İlkin karlı soğuk kış günleri сначала снежные холодные зимние дни,, ardından da ılık aydınlık bahar günleri а следом за ними теплые светлые весенние дни inmiş yere göğe опустились с неба на землю (пришли на землю).

Doğa yeni bir doğumun возрожденная природа  coşkusunda bin renge boyanarak с восторгом раскрасилась в 1000 цветов güzelliğinin doruklarına tırmanmış. в пике своей красоты расцвела (поднялась).

Havayı kuş cıvıltıları В воздухе птицы щебетали, çiçek kokuları sarmış цветов запахи окутывали gün boyu увеличивающийся день.

Sular çağlayıp coşmuş разыгралась журчащая вода, ağaçlar çiçekli dallarıyla деревья цветочные разветвились bu coşkunun bir renk в бурные цвета türküsü olmuş sanki. Тюркю (песня) словно.

Bu günlerin birinde öğretmenleri в один из этих дней учителя, Maviş'le arkadaşlarını yeşil kırlara çıkarmış. с друзьями Мавиш вышли на зеленый луг

boncuk - бусина
iri - крупный
kurdele - лента (шелковая)
üzerine - поверх
kondurmak -i, -e 1) класть, помещать
                      2) приколоть, [слегка]
                      3) приписывать себе; навлекать на себя; истолковывать 4) быстро сделать / сказать (что-л.) öpücüğü kondurdu — он быстро поцеловал / чмокнул
entarisi -сарафан
ortam - среда, обстановка, атмосфера
heyecan - волнение
koyulmak - приняться (за работу)
coşku - воодушевление, восторг
coşkun - азартный, бурный, кипучий, пылкий, восторженный
boyanmak - краситься, накраситься, намазаться, окрашиваться, разрисоваться
doruk - кульминация, пик, верх, верхушка, вершина, зенит
tırmanmak - карабкаться, лазить, лезть, подниматься, влезать, вскарабкиваться, взбираться, забираться, залезать
cıvıltı - щебет, чириканье, писк
sarmak - крутить, кутать, мотать, накладывать, наматывать, наворачивать, объять, обхватывать, обматывать, обнимать, обертывать, обвивать, обвертывать, охватывать, окутывать, опутывать, перевязывать, сматывать, сворачивать, укутывать,
çağlamak - бурлить, журчать, шуметь
coşmak - одушевляться, окрыляться, разбушеваться, разыграться, раззадориться, вдохновляться
dal - ветвь, ветка, лапа, отрасль, ответвление, разветвление, сук
türkü - Тюркю: лирическая песня в турецком фольклоре
kır - луг, поле
çıkmak - выходить, подниматься, идти, показываться, получаться, появляться, сниматься, становиться, увольняться, въезжать, выбираться, вылезать, выступать, вывертываться, влезать, восходить, всходить, взбираться, забираться, залетать, залезать
inmiş yere göğe - наступили везде (на земле и на небе)
koyulmak 1) koymak 2) -e приниматься за что , приступать к чему çalışmağa koyulmak — приступить к работе sonra gene okumaya koyuldu — затем он опять взялся за учёбу

0

3

- Ya benimki öğretmenim? Учитель, а как на счет моего?
- Şahane bir renk. Прекрасный цвет. Alev gibi. Как огонь. Zarafeti de öyle. И очень изящный. Sana da aferin Selim. Ты молодец, Селим.
Mine'nin elinde bir bahar dalı varmış pembe-beyaz çiçekleriyle. В руках Мине весенняя ветвь розово-белых цветов.
- Doğa' nın zafer tacı sanki. Венец победы природы. (понимаю, что бред, но по-другому никак перевести не получается) Ne kadar da güzel... Это так красиво... Tebrikler Mine! Поздравляю, Мине!
Ali, beyaz yapraklı, sarı göbekli bir papatyayı uzatırken öğretmenin yüzü yeniden ışıldamış. Когда Али протянул ромашку с белыми лепестками и желтой сердцевиной, лицо учителя снова просияло.
- Beyaz gelinlikli bir genç kız gibi. Как белое свадебное платье молодой девушки. Sade ama kusursuz. Простое, но совершенное.
İnsanda saygı uyandıran bir yanı var. В людях чувство уважения вновь вызывает.
Teşekkürler Ali. Огромное спасибо, Али.
Sıra Maviş' e gelmiş. Пришла очередь Мавиш.

Отредактировано witnes (2012-07-12 21:02:58)

0

4

Bütün gün gülüp oynamışlar. Смеялись и играли весь день. Dallarda kuşları, sularda balıkları seyretmişler uzun uzun.  За птицами на ветвях, за рыбами в воде долго они наблюдалиSonra yorulup çimenler üzerine uzanmışlar.Потом устав упали на траву (легли отдыхать)Öğretmen küçük öğrencilerinin mutlu yüzlerine bakmış ve şöyle demiş:Учитель посмотрел на счастливые лица уставших маленьких учеников и сказал
- Şimdi sizlerden bir isteğim var çocuklar. А сейчас у меня к вам вопрос (задание), детиKalkın ve dağılın çevreye. Встаньте и разойдитесь по лужайкеBana doğadaki en güzel çiçeği bulup getirin.Принесите мне, дети, самый красивый цветок Kim bunu başarırsa ona en değerli bir armağanım olacak.Кто принесет самый красивый цветок, получит подарок (приз)
Çocuklar sevinçle yerlerinden fırlayıp dağılmışlar, doğadaki en güzel çiçeği aramaya koyulmuşlar.Дети радостно вскочили со своих мест и разбежались в поисках самого красивого цветка Aramışlar aramışlar ve bir süre sonra her biri elinde birbirinden güzel çiçekle gelerek öğretmenlerinin ne diyeceğini merakla beklemeye koyulmuşlar.Дети искали, искали, и через некоторое время все уже стояли с цветками перед своим учителем
Çiğdem, pembe tomurcuklu bir yaban gülü tutuyormuş parmakları arasında.Чиидэм держал в руках розовый цветок шиповника (цветок розового шиповника)
- Aferin Çiğdem. Спасибо, Чиидэм Çok güzel bir çiçek bulmuşsun.Ты нашел очень красивый цветок Kokusu da doyumsuz.Приятный аромат (запах пленительный)
Selim, kan rengi bir gelinciği ileriye uzatıp sormuş.Селим протянул ярко красный мак

Отредактировано Nefise (2012-07-12 21:14:07)

0

5

-Bütün başlar ona, onun eline çevrilmiş. Ama Maviş'in elleri boşmuş.
-Все головы на нее ,её руки повернулись.Однако у Мавиш руки пустые были.
Sen... Bir şey bulamadın mı Maviş? Bunca çiçek, bunca güzellik içinde...
Ты ничего не смотла найти,Мавиш?Столько цветов, столько красоты...
Maviş iri boncuk gözlerini açıp çiçekler kadar güzel yüzüyle gülümsemiş ilkin. Sonra heyecanla haykırmış
Мавиш большие глаза-бусины раскрыв, с лицом красивым как цветы улыбнулась вначале.Потом взволнованно произнесла.

- Buldum! Hem o kadar çok buldum ki... Ama hepsi birbirinden güzeldi öğretmenim.
-Находила! И много к тому же находила...Однако все один другого были краше,учитель мой.

Biri ötekinden üstün değildi. Один другого не превосходил.

Belki kırdaki bütün çiçekleri kucaklayıp size getirmem gerekecekti.
Может надо было сорвать все цветы на поле и принести охапкой вам

Bunu başaramazdım. Ve başını eğmiş birden. Sözlerini duygulu bir fısıltıyla bitirmiş.
С этим не смогла справиться. И голову наклонила. Слова эмоциональные шепотом закончила.

Hem .... Çiçekler yerinde, dalında güzel ... Onlardan bir tekini bile koparmaya kıyamadım. Çünkü öğretmenim, hangi çiçeği görsem o en güzeldi...
-К тому же... цветы на своем месте, на ветке красивые..Их нельзя сорвать не губя. Потому что,учитель,на какой цветок если я посмотрела - тот и бвл бы самый лучший...

fısıltı - шепот
duygulu  - чувствительный, впечатлительный
getirmem gerek - должна принести

Отредактировано tayas (2012-07-12 22:46:40)

0

6

здесь встречаются глаголы с использованием

формы невозможности  Пример:bulamadın
добавлен урок Ссылка

формы настоящего-будущего времени  Пример:getirmem
добавлен урок Ссылка

составная повествовательная форма Пример:gerekecekti
добавлен урок Ссылка

Надо/нужно   Пример:getirmem gerek
добавлен урок Ссылка

Условное наклонение: -SE Пример:görsem
добавлен урок Ссылка

0

7

Öğretmen büyük bir heyecanla kollarını açmış, sarmış Maviş' i. Учитель с большим волнением руеи протянул (открыл), обнял Мавиш
Sonra öbür çocuklara dönmüş. Потом он (тот) к детям повернулся.
- Bakın yavrularım, demiş. Посмотрите малыши - сказал.
Bu kardeşinizden hepimiz çok güzel bir ders aldık.  От вашей сестры мы все очень хороший урок получили.
Sizler güzel çiçekler buldunuz ama en güzeli bulan o oldu. Вы красивые цветы нашли, но самую красоту нашла она.
En güzel olan sevmektir çünkü yavrularım. Sevmek bize saygıyı getirir. Самое прекрасное это любить,  дети мои. Любовь приносит нам уважение.
O zaman da Maviş kardeşiniz gibi bir dal çiçeği bile koparmaya kıyamayız. Onu dalında görmek isteriz. Öldürme hakkı bulamayız kendimizde...
O günden sonra çiçekler yerinde, dalında kalmış hep.Ve doğa daha bir renklenmiş, daha bir şenlenmiş. С этого дня цветы на соих местах, на ветках все оставались. И природа еще сильней раскрашена стала, еще веселее.
Ta ki insanlar "sevgi" sözcüğünün anlamındaki yüceliği unutmaya başladığımız bu günlere gelinceye kadar...
аж до тех дней, когда мы, люди, начнём забывать величество, которое таится в значении слова "любовь".  (на форуме помогли перевести. надо это как то в порядок предложение привести. чтоб под рассказ подошел.)

0

8

Öğretmen büyük bir heyecanla kollarını açmış, sarmış Maviş' i. Учитель с большим волнением  протянул руки, обняв Мавиш
Sonra öbür çocuklara dönmüş. Потом он повернулся к детям .
- Bakın yavrularım, demiş. Посмотрите малыши - сказал.
Bu kardeşinizden hepimiz çok güzel bir ders aldık.   Мы все очень хороший урок получили от вашей подруги.
Sizler güzel çiçekler buldunuz ama en güzeli bulan o oldu. Вы красивые цветы нашли, но самый красивый нашла она.
En güzel olan sevmektir çünkü yavrularım. Sevmek bize saygıyı getirir. Самое прекрасное это любить,  дети мои. Любовь приносит нам уважение.
O zaman da Maviş kardeşiniz gibi bir dal çiçeği bile koparmaya kıyamayız. Onu dalında görmek isteriz. Öldürme hakkı bulamayız kendimizde В тот момент брат Мавиш перестал рвать цветок. Мне хотелось бы увидеть поле.мы не можем найти правильный способ убить.
O günden sonra çiçekler yerinde, dalında kalmış hep.Ve doğa daha bir renklenmiş, daha bir şenlenmiş. С этого дня цветы на своих местах, на ветках все оставались. И природа стала еще красивее, еще веселее.
Ta ki insanlar "sevgi" sözcüğünün anlamındaki yüceliği unutmaya başladığımız bu günlere gelinceye kadar...
И до тех дней, когда мы, люди, начнём забывать величество, которое таится в значении слова "любовь".  (на форуме помогли перевести. надо это как то в порядок предложение привести. чтоб под рассказ подошел.)

Отредактировано Nefise (2012-07-15 20:21:15)

0



Рейтинг форумов | Создать форум бесплатно